Pages

8 Eylül 2015 Salı

Son Demler

Derin düşüncelerin bile yetmediği bir ayrılıktı bizimkisi
Gidişin geride tek bir zerre bırakmayacak kadar ağır
Hatıralar hatırlanamayacak kadar eskimişti
İnsanoğlu düşünebilen bir hayvan iken
Yaşanmışlıkların çokluğu bunuda alıyordu elimizden
Yılların eskittiği bir bahar akşamındayım
Meskenim hatıraların son demleri
Yer sen olmayan
Yer beni almayan
Yer bizi bilmeyen...

Hayalini yerleştirdiğim İstanbul yok artık
İstanbulda yok olmuş ya neyse..
Kız kulesi laçkalaşmış
Aşiyan bir şarapçı  barınağı
Vakıftepe kaçamakların tepesi artık...
Masumane sevdaların yok olduğu bir zamandayız sevgili
Avuç içlerinin rafa kalktığı
Parmak uçlarını  anlamsızlaştığı...
Yine sensiz bir kışa özenmiş bahar akşamındayım
Hatıraların yok olduğu
Benim var olamayacak kadar hiç olduğum

Yine bir sensizliğin kalbimi zorladığı gecedeyim sevgili
Bir yanım ölümün kavuşması ile yanarken
Bir yanımda acının hazzına koşmaya can atıyor...

6 Eylül 2015 Pazar

Öncü

Yarısında terkettiğim çok yol oldu benim
Beraber yürüdüklerimin güvensizliğinden...
Hayatı aksamalarla öğrendi insan
Gidenlerin
Gelemeyenlerin
Gelmeyeceklerin
Her aksaklık bir yarımlık oldu hayatta
Bir eksiklik
Bir hiçlik...
Acı dolu yolculukların kahramanıydı her insan
Mutluluğa aç toplumun bir zerresi
Arayanların baş karakteri...
Arayanın bol bulunanın az olduğu bir günden
Merhaba dünya
Kelimelerde herkes şah
Herkes acı içinde arayan
Yollara çıkarken kaybolan...

Korkuların esir aldığı bedenlerin öncüsüyüm bugün
Sabahlar sadece rutinleşmiş bir sebep
Yaşamak sadece geceleri anlam kazanan
Gerçeklik sadece ucu bucağı olmayan hayaller...
Oyuncusu eksik bir filmin finalindeyim bazı gecelerde
Ne yazmaya mecalim kaldı
Ne oynamaya yeteneğim
Rol yapmalarda kesmiyor artık düşünceleri
Kendimi kandıramayacağımı da öğrendim
Yapmacıklık acılara göre değil artık biliyorum
Sensizlik hiç eksik olmayan bir yara izi
Dikiş tutmayan
Kaybolmayan
Acı başrol hayatın köşelerinde
Maskeler çok para acizliğin alamadığı
Ben şimdi bir kimsesiz en kalabalıklarda
Ben şimdi hepten sensiz yalnızlıklarda
Hayallere yer kalmadı acılardan
Düşünmeye engel oluyor birşeyler hep
Düşünememek ne büyük eksiklik gecelerde...
Ölüm ne güzel gecelerde
Kavuşmak ne acı...


2 Eylül 2015 Çarşamba

Üşüyorum

Yalnızlığın beynime oyun oynadığı zaman boldu
Hayallere inanır bir hale gelmiştim artık
Kafamda dönenler gerçeğe yansıyalı
Sensizlik dolu kaç ömre bedeldi?
Seni benden ayıran toprağın üstündeyim bu gece
Yerin altındakileri unutalı çok oldu
Gökyüzü manzarası var ufuklarımda artık
Umut besliyor yaşantımı
Ufuk besliyor parmak uçlarımı...
Gidenlere gözümü kapatmayı sayende öğrendim
Gidenlerin hiç gelmediğini de...
Gelenlerinde elbet birgün gideceğini
Hayat yalnızlıktan ibaretti artık
Hayallerden öteye geçemeyen mutluluklar
Ufuklarda kaybolan onlar
Onları aramaktan köreren bizler
Zaman şimdi hiç vakti soğuk günlerde
Üşüyen parmak uçlarıma kendi nefesimde yetmiyor
Sigarada yok...
Nefesim kesiliyor
Gücüm gidiyor
Üşüyorum
Ne soba ısıtıyor 
Nede anılar
Beden sevgi ile sarılana ihtiyaç
Sevgi dünyada hiç olmayan
Ben şimdi bir çaresiz hasta
Ölüm karşısında saygı duruşunda
Kavuşmanın karşısında...