Pages

22 Aralık 2014 Pazartesi

O'na esir

Hiç uykudan kaçan oldunuz mu ?
Yastığın boğazınızı gırtlakladığı
Yorganın el ayak bağladığı anları çaresizce yaşayan…
Düşüncenin tüm bedene hüküm ettiği anlardan kurtulmanın mümkün olmadığı…
Bir esirden daha esir olunun vakitlerin esiri..
Yokluğun mecbur bıraktığı,var olmanın sadece bedenen olduğu vakitlerde, insan daima bulunmak istediği yerde…
Her şey ‘o’ an her şey görmek istediği
Tüm dünyayı düşman gören gözlerin altında ki çaresizlik.
İnsan yalnız geldiği bu dünyada alışık olması gerekirken bile yalnızlığa karşı ne kadarda zayıf.
İhtiyacı olmayan şeylere ne kadarda tutsak
Var olmasına sebep olanlardan ne kadarda uzak.
Bir kitapta okumuştum;
‘İnsan uzaktakileri hayal etmekten yakınına kör olurmuş.’
Hangi gözlük düzeltirdi bizi ?
Uzaklardan önce yakınların geldiğini ne öğretirdi ?
Kaybediş ?
Terk ediliş ?
Elindekilerden hiç gitmeyecekmiş gibi emin olmak
Bu dünyada sonsuz yaşamın olduğuna inanmakla eş değer…
At artık at gözlüklerini
Sebeplerini gör
Yanındakileri
Düşünce elini tutanları gör, hiç bırakmayanları..
Uzakları sadece bakanlar görür.
Uzaklar bizi görmek isteseydi
Uzaklık olmazdı.. 
Tutan olurdu, beraber yürüyen,
Gülen olurdu bizimle.
Gülmemize neden…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder